24 Kasým Öðretmenler Günü, 25 Kasým kadýna yönelik þiddete karþý uluslararasý mücadele günü, günler arasýna sýkýþtýrýlmýþ iki önemli gün. O günler için hazýrlanan birkaç süslü söz ve yerine getirilemeyen vaatler, sonrada gün bitti. Harç bitti, ameleye paydos. Öðretmenler günü ve buna benzer tören ve bayramlar eskiden, halkýn da katýlýmýyla coþkulu ve heyecanlý bir þekilde kutlanýrdý ve ben bunu bazen övgüyle karþýlar bazen de sitem ederdim. Ýsterdim ki yaþantýmýzýn bütün kesitlerinde törenlerde baþarýlý olduðumuz kadar baþarýlý olalým. Pekala þimdiki kutlamalarýn nesi var diye soracak olursanýz, hiçbir þeyi yok, gerçekten hiçbir þeyi yok. En baþta programý hazýrlayan kiþilerde heyecan yok, kutlayan kiþilerde kutlama ruhu eksik. Ýstek ve arzu yetersiz olunca malesef kutlamalar sönük. Halkla iç içe nasýl olunur anlatayým. 30-35 sene evvel milli bayramlarýn birinde köyün en yaþlýlarý ve savaþ gazileri programa dahil edilmiþ ve onlardan anýlarýný anlatmalarý ve þiir okumalarý istenmiþti. Tören esnasýnda köydeki en yaþlýsý dedemiz herzaman olduðu gibi yine kürsüye davet edildi. þiir okumak için elini cebine attýðýnda okuyacaðý þiiri bulamadý, ceplerini iyice karýþtýrmasýna raðmen þiiri bulamadý, mikrofonu eline aldý ve " millet öyle bir millet ki..." diyip kürsüden indi oda köyün bazý muziplerinin gizlice þiiri aldýklarýný anlamýþtý. O anda öyle bir alkýþ tufaný koptu tabiki. Ýzleyicilerde þaka olduðunu anlamýþtý. Þimdi sizlere soruyorum, böyle bir þaka günümüzde yapýlsa acaba kim nekadar kaldýrabilir ve okadar hoþgörülü olabilir? Neyse sayýn öðretmenlerim öðretmenler gününüzü kutlar ve öðretmenlik için sýra bekleyenlerin bir an evvel atanmasýný, görevdeki arkadaþlar içinde sosyal ve ekonomik isteklerinin bir an önce yerine getirilmesini dilerim.
Eðitim camiasýnda öðretmenleri insanýn beyni olarak düþünürsek diðer personelide insanýn kalbi, gözü, kulaðý ve diðer organlarý olarak görebiliriz. Milli eðitim bir bütündür diðer personel ve öðrenciler bu bütünün parçalarýdýr.
Kadýna yönelik þiddete karþý uluslararasý mücadele gününe gelince ülkemizde her geçen gün artan kadýna þiddet, taciz ve tecavüz olaylarý çoðaldýkça çoðalýyor. Kadýn hak ve özgürlükleri bazý ülkelerde hiç yokken bazý ülkelerde kýsmen de olsa uygulandýðý görülmekte fakat yinede geliþmiþ ülkelerde dahi bu olumsuz davranýþlarýn önüne geçilemediði bilinmektedir. kadýna yönelik þiddete karþý uluslararasý mücadele günü dünyada 25 kasým 1999 yýlýndan itibaren kutlanmaya baþlamýþtýr. Ülkemizde, birçok geliþmiþ diðer ülkelerden önce kadýna seçme ve seçilme hakký 5 Aralýk 1934 yýlýnda verilmiþtir. halada bazý yörelerimizde kadýna köle gibi davranýldýðý hatta þehirlerimizde bile kadýnlarýmýzýn hak ve özgürlüklerinin elinden alýndýðý aciz bir varlýk olarak gözüktüðü bilinmektedir. Bunu en mantýksýz bakýþ açýsý olarak görüyorum. Kadýn ve erkek eþitmidir? Elbette kadýn ve erkek yaratýlan en nadide varlýklardandýr, kadýn ve erkeðin birbirlerinden hiçbir ayrýcalýðý yoktur. Nekadar kadýn ve erkeðin görevleri farklý gibi görünsede, kadýn ve erkek aile ortamýnýn bütünüdür. Her baþarýlý erkeðin arkasýnda bir kadýn, her baþarýlý kadýnýn arkasýnda bir erkek vardýr. Toplumlarýn geliþmesinde kadýnýn da erkeðin de rolü büyüktür. Bir kadýný sadece tarla da çalýþan, yemek yapan, inek saðan köle izavra gibi görüyorsak bu doðru deðildir. Kadýnýn günümüzde bilim insaný, astronot, inþaat sektörü ve diðer meslek gruplarýnda baþarýlý olduklarýný görmekteyiz. Kadýnlarýmýza þiddet uygulamak, taciz ve tecavüz etmek, onlarý yok hükmünde saymak erkekliðin yüz karasýdýr. Bu gibi olaylara karþý kanuni tedbirlerin önemli olduðu kadar psikolojik eðitim ve tedavilerin tabanýna inilerek sonuçlandýrýlmasý gerekir, aksi durumda þiddeti uygulayanýn iyi halden dýþarý salýnmasý daha büyük felaketlere sebep olabilir. Ülkemizde kadýna þiddet ve cinayetlerin artmasýnýn sebepleri þunlar olabilir; ebeveynlerin çocuklarýný evliliðe eðitimli bir þekilde hazýrlamamalarý, erken yaþtaki evlilikler, ekonomik özgürlükler, gençlerin birbirine karþý sabýrsýz ve anlayýþsýz olmalarý ve ebeveynlerin evlilik sonrasý aralarýna girerek huzurlarýnýn kaçmasýna neden olmasý gibi nedenlerdir. Bu konular ancak bukadar özetlenebilir.
ÖZLÜ SÖZ: Eðitim bir insanýn diktatör olmasýna deðil, önder olmasýna yarar. (Lord Baraughav)
BÝR SONRAKÝ YAZIMDA GÖRÜÞMEK ÜZERE, HOÞÇAKALIN, SAÐLICAKLA KALIN.
Bu yazýya henüz yorum yapýlmamýþtýr.